Gümrük ve Ticaret Bakanlığının hazırladığı kaçakçılığı önlemeyle ilgili kanun tasarısı Meclise sunuldu ve jet hızıyla Komisyondan geçti. 21 Mart 2013 Perşembe günü Genel Kurulda görüşülmeye başlanacak. Düzenlemeyle kaçakçılığın daha büyük ölçekte yapılması teşvik ediliyor. Tasarı Adaletten ve Kalkınma politikalarından uzak başka hükümler de içeriyor.
Yüz binlerce ton kaçak akaryakıtı piyasaya süren de, bir varil yakıtla yakalanan da aynı cezayı alacak. Birisi bir milyar lira kaçırıp bir milyon idari para cezası alacak, diğeri bin lira bile kaçırmadan bir milyon lira ceza ödeyecek. Marker özelliğinden veya kurumların hatasından dolayı ulusal marker yetersiz çıkarsa da bayi bir milyon lira ödeyecek. Sahte ulusal marker veya sahte akaryakıt üreten ile eskiden kalma yeraltı tankını ruhsatına işletemeyene aynı ceza verilecek.
Küresel şirket fiyat oluşumuyla ilgili kurallara uymadığı için 850 bin lira idari para cezası alacak. Ulusal şirket fiyat tarifesini sunarken dikkatsiz davrandığı için 850 bin lira idari para cezası alacak. Birisi milyarlarca kazanıp çerez parası verecek, diğeri piyasadan çekilmek durumunda kalacak.
Tasarıda kaçağın kaynağından önlenmesine yönelik hükme rastlanmıyor
Diğer cezalar da orantılı değil. Şirketin veya eylemin hacmiyle idari para cezaları orantılı hale getirilmemiş. Yerel şirketleri uzaklaştırıp piyasanın küresellere bırakılması hedeflenmiş. Tasarı daha çok kaçırmayı özendirip, büyük kaçakçıları koruyor. Tasarıda kaçağın kaynağından önlenmesine yönelik hükme rastlanmıyor. Ülkeye giriş ve rafineri çıkış noktalarında otomasyon uygulamak yerine, iki tonluk köy pompalarında kaçak aranıyor. Akaryakıtın deniz yoluyla giriş yaptığı az sayıda depo denetlenmeyip, perakende satış yapılan yüz binlerce tank ve pompanın anlık takibi isteniyor. Küresellere ait birkaç terminalin izlenmemesi için on binlerce istasyonda otomasyon uygulanmaya çalışılıyor.
Hiçbir maliyete katlanmadan depolardaki otomasyon sistemi Kuruma bağlanabilecekken, istasyon otomasyonuna milyarlarca lira harcanıyor. İstasyonlarda otomasyon sisteminin işlemeyeceği bilinmesine rağmen yüz binlerce tanka sürekli arıza yapan ithal problar bağlanıyor. Zaten yüksek olan pompa fiyatlarına gereksiz düzenleme maliyetleri yüklenecek.
Hakim firmaların başka sebeplerle eskiden beri uyguladığı istasyon otomasyon sistemi diğer şirketlere dayatılıyor. Otomasyon sistemini kuramayan veya istenilen şekilde uygulayamayan şirketler faaliyette bulunamayacak.
Tasarıyla yerel şirketlerin piyasaya girişi önlenip, tekelci yapının sürmesi amaçlanmış.
EPDK’ya ulusal petrol stoklarıyla ilgili büyük şirketleri himaye eden düzenlemeler yaptırılmıştı. Kurumun çıkardığı yönetmeliğe göre 3300 ton stok bulundurmayan firma piyasaya giremeyecekti. Piyasaya giriş engeli oluşturan ve rekabeti önleyen hüküm dava konusu yapıldı. EPDK’nın böyle bir düzenleme yapmaya yetkili olmadığına dair yargı kararı alınıp pazara girişi kapatan 3300 ton düzenlemesi iptal edilmişti.
Tasarıyla Kuruma ulusal stok konusunda düzenleme yapma yetkisi verilerek bazı firmaları korumaya yönelik düzenlemelere tekrar hayatiyet kazandırılmaya çalışılıyor. Kaçakçılıkla uzaktan yakından ilgisi olmayan bu hüküm tasarıya eklenerek petrol ve LPG piyasalarında rekabetin önlenmesi amaçlanmış.
Grup tekeli yapı himaye ediliyor.
Petrol stoğunun düşünülmediği de ortada. Pompa fiyatları üzerinden Tüpraş’a aktarılan yüz milyonlarca dolar gelir payının ulusal stok tutulması için kullanılmasına yönelik düzenlemeye tasarıda yer verilmemiş. Tüketicilerin akaryakıt alırken yaptıkları ödemelerin bir bölümünün karşılıksız olarak rafineriye verilmesine devam edilecek.
Tasarıyla Adalet rafa kaldırılıyor.
Temel ceza kanunları devre dışı bırakılmış. Kanuna aykırılık tespit edilirse idari para cezası her şartta 30 gün içerisinde ödenecek. Cezanın kesinleşmesi beklenmeyecek. Sorumlu haklı da olsa, tespit hukuksuz da yapılsa ceza infaz edilecek.
EPDK’nın uyguladığı cezaların yüzde doksanından fazlasının hukuksuz olduğu dikkate alınırsa ülkemizde zulüm görmeyen kalmayacak. Milyonlarca liralık haksız cezalar anında ödettirilecek.
Tespit kaçakçılığa yönelik ise, kesinleşmiş mahkeme kararı getirilene kadar ayrıca işletme kapatılacak. Hak hukuk düşünülmeyecek. Tespiti yapanlar ikramiyesini her durumda alacak. Haksız da olsalar, zulüm de yapsalar, kasıtlı da davransalar kaçak olduğunu iddia ettiği ürünün yüzde onu kadar ikramiyeyi hemen alacaklar. Haksız yere tesisi kapatılanlar yıllar sonra mahkeme kararı getirseler de bir daha toparlanamayacak. İkramiye alma hırsıyla yapılan haksızlıklar karşılıksız kalacak.
Ulusal marker seviyesi yetersiz çıktığı iddiasıyla haksız ceza alan ve diğer uygulamalarla karşılaşan yüzlerce istasyon Tasarı yasalaştığında tamamen kapatılacak.
Küresel sermaye dışındakiler piyasada istenmiyor.
Bazı şirketler uzun yıllar uğraşmalarına rağmen karayoluyla akaryakıt ve LPG ithalatını yasaklatamamışlardı. Engellemelerle ithalat yapılamaz hale gelmesine rağmen yasak olmaması bile fiyat oluşumuna olumlu katkı sağlıyordu. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı petrol kaçakçılığını önlemek bahanesiyle karayolunu yasakladı. 11.11.2011 tarihinden bu yana petrol ve LPG’nin karayoluyla ihraç ve ithali yasak. Yasağın petrol kaçakçılığının önlenmesine katkısı olmadığı artık herkes anlaşıldı. Ancak komşu ülkelere ihracat durdu, rekabet engellendi ve belli çevreler zafer kazandı.
Anlaşılan Gümrük ve Ticaret Bakanlığı bunu hep yapıyor. Rekabetin engellenmesi, belli çevrelerin desteklenmesi, piyasalarda oligopolistik yapının kırılamaması ve yapılan zulme rağmen kaçakçılığın artması rastlantı değil.
Mehmet EFE